Dikkat! Cep telefonu virüsleri faturayı şişiriyor
Dikkat! 11 milyon cep telefonu kara listede
11 milyon cep telefonu çalıntı veya kaçak olması nedeniyle kara listeye alındı...
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’de cep telefonu sayısının 131 milyonun üzerine çıktığını belirterek, 11 milyona yakın cep telefonunun çalıntı veya kaçak olması nedeniyle kara listeye alındığını, bunun Türkiye’ye maliyetinin ise 2 milyar doların üzerinde olduğunu kaydetti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bilişim ve iletişim alanında Avrupa’da önemli bir ülke konumuna gelmeye başladığını söyledi. Türkiye’de iletişim hizmetleri yönünden son yıllarda büyük bir değişim yaşadığına dikkat çeken Yıldırım, Türkiye’de 18 ayda bir cep telefonu değiştirildiğini ve her yıl ortalama 40 milyon yeni cep telefonunun satın alındığı kaydetti.
Yıldırım, Mobil Cihaz Kayız Sistemi’ne (MCKS) göre Türkiye’de 120 milyonu kayıtlı, 11 milyonu ise kara listede bulunan cep telefonu bulunduğuna işaret ederek, "Türkiye nüfusunun neredeyse iki katı kadar cep telefonu satın alınmış. Bu durum bile Türkiye’de iletişim alanında yaşanan değişimin bir göstergesidir. Türk halkı, cep telefonu için 27-28 milyar dolar harcamış. 131 milyon telefonunun 11 milyon 157 bini kaçak ve çalıntı olması nedeniyle kara listede yer alıyor ve bu nedenle kapatıldı. Ortalama 200 dolar verilen bu telefonların Türkiye’ye maliyeti ise 2 milyar dolar" dedi.
"CEP TELEFONU GASPINI BİTİRDİK"
Kaçak ve çalıntı cihazların kullanımını engelleyen sistem sayesinde, cep telefonu sebebiyle yapılan gasp vakalarında çok ciddi düşüşler yaşandığına da değinen Bakan Yıldırım, "Daha önce gazetelerin 3. sayfasından inmeyen cep telefonu gaspı sebebiyle yaralama ve öldürme olayları neredeyse bitti. Çünkü kaçak ve çalıntı olan 11 milyon cep telefon çöpe gitti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde oluşturulan beyaz ve kara listeyle Türkiye’deki bütün telefonların durumu anlık izleniyor. Kayıtlı telefonlar beyaz listede bulunuyor" diye konuştu.
ÇİFT SİM KARTLI TELEFON SAYISI 6 MİLYONU GEÇTİ
Bakan Yıldrım, 2007 yılından sonra yeni yeni piyasalara giren çift sim kartlı cep telefonlarının da ülke çapında rağbet gördüğüne işaret ederek, 2007 yılında sadece 87 bin 500 adet alınan çift sim kartlı telefonların, 2009 yılında 4 milyon kişiye satıldığını açıkladı. Yıldırım, "Türk halkı yeniliği seviyor ve çift sim kartlı telefonları daha yeni yeni piyasalara girmesine karşın şimdiden 6 milyon 700 bin kişi tarafından kullanılır hale gelmiş" dedi.
YERLİ ÜRETİM CEP TELEFONUNA DESTEK
Yıldırım, cep telefonu pazarında artık Türk firmalarının da olması gerektiğin ifade ederek şöyle devam etti: "Bizler de cep telefonu sektöründe kalitesiyle ve fiyatıyla marka haline gelmek isteyen yerli firmaları elimizden geldiği kadar desteklemeye hazırız. Türkiye’de önceki yıllarda yapıldığı gibi düşük kaliteli ürünlerin piyasa sürülmesinin olumlu sonuç doğurmadığını gördük. Komşu ülkelerle ticaret oranımızı da yerli üretim cep telefonu sayesinde artırabiliriz."
Cep telefonu alırken neye dikkat etmeliyiz?
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Alkan, cep telefonu satın alırken markasına değil, standartlara uygun üretilip üretilmediğine ve özgül soğurma oranına (SAR değeri) bakılması gerektiğini söyledi.
Alkan, yaptığı açıklamada, denetimleri sırasında zaman zaman standartlara uygun olmayan ürünlerle karşılaşıldığını belirterek, vatandaşların bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. BTK olarak bölge müdürlükleri kanalıyla denetim yaptıklarını anlatan Alkan, "Ürünlerin standartlara uygun olup olmadığını kontrol ediyoruz. Vatandaşlarımızın da buna dikkat etmesinde yarar var" diye konuştu.
Cep telefonlarının vücuda olan ısı etkisinin SAR değeri ile ölçüldüğünü ifade eden Alkan, şu bilgileri verdi: "SAR değerinin yüksek olmasının insan sağlığına etkisi ısıl etkisidir. Başka bir etki bilimsel olarak şu an ispatlanmış değil. Vücudunuza hangi cihazı tutarsanız tutun, dizüstü bilgisayarı da dizinize tutarsanız ısındığını görürsünüz. Bu ısıl etki arttıkça vücuda olan zararı da artıyor. SAR limit değeri, vücudun 1 kilogramının sıcaklığını 1 derece yükselten elektromanyetik enerji miktarıdır. Genel halk maruziyeti için 0,08 watt/kilogram limit değer olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle cihazları alırken markasına değil, standartlara uygun üretilip üretilmediğine ve SAR değerine bakmak lazım. SAR değeri düşük olan cep telefonlarını tercih etmek gerekiyor."
Elektromanyetik dalgaları engellediği, insan sağlığına olan zararlarını azalttığı söylenen ve yüksek fiyatlara satılan "radyasyon bandı, radyasyon boncuğu, radyasyon kolyesi gibi ürünlerin de gerçek olmadığına dikkati çeken Alkan, "Bu ürünler bilimsel olarak araştırılmış, üretilmiş şeyler değil" dedi.
Alkan, teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak cep telefonları sinyallerini muhafaza edebilen kafesler ile benzeri teknik cihazların üretiminin de arttığını kaydetti.
Uçaklarda cep telefonu kullanımının da yakın zamanda yaygılaşacağını dile getiren Alkan, "Cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik dalgalar uçaklarda enterferansa neden oluyor. Bunlar önlenebildiğinde bu tür problemler de kendiliğinden ortadan kalkmış olur" diye konuştu.
İnternet bankacılığına dikkat!
Banka şubesini arayarak eski cep telefonu numarasını günceleyerek kendilerine ait yeni numarayı veriyorlar....
İstanbul’da, internet üzerinden bankacılık hizmeti almak isteyen vatandaşların korkulu rüyası olan dolandırıcılık şebekesi polisin 8 ay süren sanal takibiyle çökertildi.
Farklı banka müşterilerinin yaklaşık 500 bin lirasının internet üzerinden hesaplardan çekildiğini belirleyen polis 13 şüpheliyi gözaltına aldı. Şebeke elemanlarının kendi hesaplarına aktardığı paraları çektirmek için 58 yaşında bir kadını kullandıkları da ortaya çıktı. Banka hesaplarına casus virüs olarak bilinen e-postalarla ulaşıldığı ve bilgilerin kopyalandığı belirlendi. Yaklaşık 3 milyon liralık para hareketi ise mercek altına alındı.
Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürlüğü görevlileri İstanbul merkezli olmak üzere Şanlıurfa’yı da içine alan kapsamlı bir dolandırıcılık dosyası hazırlayarak harekete geçti. Bankaların ve bankalarda hesabı bulunan kişilerin şikayetlerinin değerlendirilmesiyle başlatılan soruşturmada sanal dolandırıcılar için klasik hale gelen kredi kartı kopyalama yönteminin kullanıldığı belirlendi. Zanlıların bu amaçla özellikle internet ortamında kredi kartı bilgilerini kullanan insanları hedef seçtikleri, borç ödemek için kurulan bir internet sitesindeki kart bilgilerine ulaşan zanlıların binlerce kişinin kart numarasını kopyalayarak kişisel bilgilerine ulaştıkları ortaya çıktı.
İstanbul Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürlüğü’nün uzman bir ekibi sanal takip ile zanlıların peşine düştü. 8 ay süren tespitlere göre İstanbul başta olmak üzere Şanlıurfa’nın da aralarında bulunduğu bazı bölgelerde bulunan zanlıların adres ve kimlik bilgilerine ulaşıldı. Yapılan operasyonla 13 şüpheliyi yakalayan polis ev ve iş yerlerinde yaptıkları aramalarda çok sayıda bilgisayar, banka kartları, sahte ehliyet ve cep telefonları ele geçirdi. Zanlıların aynı yöntemle bugüne kadar bankamatiklerden yaklaşık 500 bin lira çektikleri ancak mercek altına alınan miktarın yaklaşık 3 milyon lirayı bulduğu belirtildi.
BANKALARIN SMS İLE BİLGİLENDİRMESİ İŞE YARAMIYOR
Bankaların SMS ile hesap sahiplerinin hesaplarındaki para transferini bildirmesi zanlıların yeni bir yöntemi kullanmaya itti. Hesap sahiplerinin bilgilerini kullanan zanlıların banka şubesini arayarak eski cep telefonu numarasını günceleyerek kendilerine ait yeni numara verdikleri belirlendi. Bu sayede yapılan para transferi ile ilgili bilgilendirme gerçek hesap sahibi yerine dolandırıcıların verdiği numaraya yapıldı.
Operasyon kapsamında yapılan belirlemelere göre başka hesaplara aktarılan paraların komisyon karşılığı başka kişilere çektirildiği ortaya çıktı. Bununla ilgili 58 yaşındaki Z.K isimli bir kadının da kullanıldığı iddia edildi. Bilişim Şube’de sorgulanan ve aralarında emekli bir başkomiser ile T.Ş isimli liderin de bulunduğu şüpheliler Bakırköy Adliyesi’ne sevk edildi.
İNTERNET BANKACILIĞINA DİKKAT: “SOYULABİLİRSİNİZ”
Operasyonun ardından polis özellikle internet bankacılığı kullanan hesap sahiplerini daha dikkatli olmaları yönünde uyardı. Bankaların sms ile bilgilendirme hizmetinin dolandırıcılar tarafından bloke edilebildiğini, bu nedenle internet ortamında yapılan kredi kartı işlemlerinin güvenli olmadığını belirtti.
İnternette işlem yaparken olabildiğince dikkatli olmak gerektiğinin altını çizen polis, dolandırıcıların casus virüslerle internet ortamındaki kredi kartı bilgilerine rahatlıkla ulaşabildiklerini ortaya koydu.
Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürü Turan Odabaş’ın verdiği bilgilere göre kişisel güvenliği sağlanmış bilgisayarlar ve lisanslı işletim sistemleri kullanmak gerekiyor. Bankaların sunduğu güvenlik adımlarının izlenmesi ve yerine getirilmesi gerektiğini dile getiren Odabaş, bankalar adına gönderilen ve gereğinden fazla bilgi isteyen e-postalara itibar edilmemesine dikkat çekti. Kişisel bilgilerin internet üzerinden kesinlikle paylaşılmamasını da isteyen uzmanlar alışveriş yapılan ya da kredi kartı borcu ödemesi yapılan internet adreslerinin güvenirliğinin mutlaka sorgulanması gereğinin altını çizdi. (Sabah)